18 Temmuz 2018 Çarşamba

"Yağmur" Lu Yu


733-804 yılları arasında yaşayan Lu Yu, Çin’de halen “Çay Tanrısı” olarak anılıyor. Yetim bir çocuk olan Lu Yu üç yaşında manastıra teslim edilir.  Burada aldığı Zen Budizm’ine ait öğretiler onun ilgisini çekmez. On iki  yaşında manastırı terk ederek  gezici bir tiyatroya katılır. Burada hem komedyen olarak rol yapar hem de üç tane komedi oyun  yazar.

Genç yaşlarından itibaren çay kültürüne ilgi duyar. Tiyatro grubundan ayrılıp, yerleşik bir düzene geçen Lu Yu,  760 yılından 780’e kadar yirmi yıl boyunca Çin’in vazgeçilmez içeceği “çayı” araştırır ve “Çay Geleneği” adındaki anıtsal kitabı yazar.

Hayatta iki büyük aşkı vardır; çay ve şiir. Ülkesinde gezer dolaşır ve suların tadına bakar. Sonunda ideal çayın yapılabilmesi için gerekli suyu  Yangzte Nehri’nin batısında bulur. Genelde doğayı betimleyerek yazdığı şiirleri, titizlikle incelediği çay kadar lezzetlidir. 



  

           Yağmur


Çatlarken koza
Belirir ışıklar alacakaranlıkta,

Siler süpürür dünyayı
İnerken göğün güçlü okları.

Cibinlikten süzülür ışık
Tan vakti düşlerine

Pirinç ısıtırken tatlı çimenleri
Buğulanıyor baharın elbiseleri.

Havuzdaki balık kamçılıyor kuyruğunu
Yetişmek için oluğa.

Dalyanları aşıp yutuyor; mesafeyi, döngüyü
Kanatlara dokunuyor, geri dönüyor.

Taç yaprakları sadece düştü
Henüz sürüklenmedi,

Ama yeni açan ıslak çiçekler kırmızıya boyuyor dalları
Güvendiğim anda.

Lu YU


Çeviri:
Candan Selman



“Palyaço Söyledi Ben Yazdım”

  Pek çok kültürde eğlence figürü olarak kabul edilen palyaçolar, maskelerinin altına sakladığı yüzlerinden olsa gerek, komik oldukları kada...