13 Aralık 2017 Çarşamba

Virginia Woolf'un dostu, kadınların ve erkeklerin aşkı; Lytton Strachey


Bu bana çok olur. Ben buna "serendipity" ya da benim kurmaca çevirimle "rastbul" derim. Yani bir şey ararken rastlantı sonucu başka bir şey bulmak. Rastbulmak. Virginia Woolf'un eşine yazdığı intihar mektubunu okuyordum. Birisi kardeşi Vanessa Bell'e diğeri kocası Leonard Woolf'a yazılmış iki mektup bırakmış. Leonard Woolf'a, 18 Mart 1941 tarihinde yazdığı mektubun son satırlarında biraz kaldım.

"Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum."

"Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun." diyor. Kendisi için bir basımevi kurmuş, kitaplarının basımına yardımcı olmuş, ona destek olan, onu seven bir adam Leonard Woolf. Ama bu sevgi Virginia'yı kurtaramamış.
Virginia Woolf ve eşinin fotoğraflarında bir süre gezindim. İşte tam bu gezinme sırasında Lytton Strachey'i rastbuldum. Virginia'ya bankta çekilmiş bu fotoğrafı önümde yeni bir kapı araladı. Yeni bir merak, yeni bir dünya. Yanlarında iki kişi daha var. Virginia Woolf'dan gözünüzü alabilir ve arkanıza yaslanır fotoğrafa genel olarak bakarsanız. Fotoğraftaki diğer iki kişiyi; birinin bacaklarını diğerinin kolunu görebilirsiniz. Ama baş başa gibidirler. Virginia Woolf ve Lytton Strachey.

1904'de babasının ölümü ardından Woolf kardeşleriyle Bloomsbury'ye taşınır. İçlerinde; E.M. Forster, Dora Carrington, Roger Fry, Vanessa ve Clive Bell, John Maynard Keynes ve Lytton Strachey gibi sanatçı ve entelektüellerin Londra'nın kırsalında bir araya gelerek oluşturdukları Bloomsbury Grubuna Virginia Woolf da dâhil olur. Her biri iyi bir eğitim almış olan grup üyelerini diğer sanatçı topluluklardan ayıran en belirgin özellikleri; kadın sanatçıların ve eşcinsellerin haklarını savunmaları, açık evlilikten yana olmaları ve barışçı politik duruşlarıydı.
Virginia Woolf; en önemli eserlerinden "Mrs. Dalloway," "Kendine ait bir oda" ve "Deniz Feneri" romanlarını Bloombury Grubu'nun içerisindeyken yazmıştır.
Grup üyelerinden "Eminent Victorians" adlı biyografi kitabının yazarı Lytton Strachey, Virginia Woolf'un yakın arkadaşıdır. Lytton Strachey her ne kadar eşcinsel olsa da zekasından ve güzelliğinden etkilendiği Virginia Woolf'la evlenmek ister. 1909 yılının şubat ayında Virginia Woolf'a evlenme teklif eder. Ama cümlesi bittiği anda aslında içinden bunun yanlış bir fikir olduğunu biliyordur. Bunu o sıralar arkadaşı olan, sonradan Virginia Woolf'un eşi olacak Leonard Woolf'a mektubunda şöyle anlatır:

"Evvelsi gün Virginia'ya evlenme teklif ettim. Ettiğim anda eğer kabul ederse bunun sonumuz olacağını hissettim. Ve bu yüzden konuşmayı sonlandırmak istedim. Ama işin kötüsü konuşma devam etti ve bu işin imkânsızlığı çok daha aşikâr hale geldi..."

Lytton Strachey o gün konuşmayı sonlandırır ve Virginia Woolf'un cevabı gelene kadar bekler. Bir sonraki gün "Evet" cevabını duyduktan sonra teklifini geri çeker. Woolf kibarca onu anladığını söyler.
Kendini bir şekilde suçlu hisseden Lytton Strachey arkadaşı Leonard Woolf'a tekrar yazar ve Virginia'yla onun evlenmesinin ikisinin için de iyi olacağını söyler. O dönem Seylan Adası'nda memurluk yapan Leonard Woolf, birkaç yıl sonra Londra'ya geri döner ve 1912'de Virginia Woolf'la evlenir.

Virginia Woolf ve Lytton Strachey evlenemezler ama hayatları boyunca dost olurlar. Lytton Strachey "Kraliçe Victoria" adını verdiği ilk kitabını 1921'de Virginia Woolf'a ithaf eder.



Lytton Strachey, (1880-1932) 1916


Lytton Strachey, Bloombury grubu içerisinde tanıdığı kadın ve erkeklerle hayatı boyunca aşklar yaşar ve hiç evlenmez. Bu aşklardan en önemlisi İngiliz ressam Dora Carrington ile olan ilişkisidir.
Lytton Strachey, (1880-1932) 1916


Meraklısına Not: 1995 yapımı başrollerini Emma Thompson ve Jonathan Pryce paylaştığı Lytton Strachey hayatını ve Dora Carrington'la yaşadığı aşkı konu alan Carrington filmi de tavsiyemdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

“Palyaço Söyledi Ben Yazdım”

  Pek çok kültürde eğlence figürü olarak kabul edilen palyaçolar, maskelerinin altına sakladığı yüzlerinden olsa gerek, komik oldukları kada...