5 Aralık 2017 Salı

Kılıçtan Keskin Öykülerin Samurayı Yukio Mishima

Yukio Mishima; Japonya’nın en çok tartışılan, en ilginç yazarlarından biri. 1925 doğumlu yazarın gerçek adı Kimitake Hiraoka. On iki yaşına kadar babaannesiyle büyüyen Mishima’nın çocukluğu kız arkadaşlarıyla oyuncak bebeklerle oynayarak geçer. Samuray kökenli bir aileden gelen büyükannenin yanından ayrılıp anne ve babasının yanın giden Mishima burada da sağlıklı bir çocukluk dönemi geçiremez. Babası sert bir disiplin altında oğlunu yetiştirmeye çalışırken, annesi ona bir sevgili gibi davranır. Eşcinsel eğilimleri olan Mishima’nın annesiyle ensest ilişki içerisinde olduğu söylentileri hayli fazladır. Yaptığı evlilik ise hasta annesine bir bakıcı bulma amacı doğrultusundadır. İlk mastürbasyonunu Aziz Sebastian’ın oklara hedef olmuş görüntüsünün bulunduğu tabloya bakarak yapan Mishima, daha sonra 1968 yılında Rampo Edogawa’nın romanından uyarladığı Kurotokage (Siyah Kertenkele) adlı filminde kendini Aziz Sebatian rolüne sokar.


Hayatı boyunca samuray değerlerini savunan yazar, 1970’de yarı askeri bir örgüt olan Tatenokai üyelerinden dört yoldaşıyla birlikte Japonya Silahlı Kuvvetlerinin Tokyo’daki bir kampını ziyaret ederek komutanı esir alırlar. İmparatorluğun hakları üzerine yazdıkları bir manifestoyu okurlar ve ardından Mishima, seppuku yani hara-kiri yöntemiyle intihar eder. Tatenokai üyelerinden biri olan Hiroyasu Koga ise intiharın tamamlanması için Mişima'nın başını kılıçla keser.

Hayatı boyunca üç kez Nobel Edebiyat ödülüne aday gösterilmiş 143 öykü, 20 roman, 52 oyun ve 13 makale yazmıştır Yukio Mishima; Japonya’nın en çok tartışılan, en ilginç yazarlarından biri.

Yazarlığın yanı sıra tiyatro yönetmenliği, aktörlük, müzisyenlik, dövüş sanatları ve mimariyle ilgilenen Yukio Mishima’nın başlıca eserleri:

Bir Maskenin İtirafları/ 1949
Aşka Susamak/ 1950
Yasak Renkler/ 1953
Dalgaların Sesi/ 1954
Golden Pavilion Tapınağı/ 1956
Kyoko’nun Evi/ 1959
Şölenden Sonra/ 1960
Denizi Yitiren Denizci/1963
Yaz Ortasında Ölüm /1966
Kaçak Atlar /1969
Şafak Tapınağı /1970


Tartışmalı yazar Mishima’nın tartışmasız en güzel öykülerinden biri, “Yaz Ortasında Ölüm” kitabından “Üç MilyonYen” öyküsüdür. Asuka’da yaşayan Kenzö ve Kiyoko fakir ve tutumlu bir çifttir. Muhabbet tellalı bir kadınla buluşup, ilk defa yapacakları bir iş hakkında konuşacaklardır. Her bakımdan doğru bir hayat yaşayan karı koca gecenin geç saatlerinde bir grup yaşlı ve zengin kadının önünde onları eğlendirmek için para karşılığı sevişeceklerdir. Okuyucu olarak öykünün sonuna kadar bu yaşanacak gerçekten habersiz karı kocanın bir alışveriş merkezinde vakit geçirmelerine tanık oluruz. Zaman zaman Kiyoko huzursuzluğunu ele verir, korktuğunu ve utandığını belli eder. Aynaların önünden geçerken ve karanlıkta kendini çıplak hisseder. Karısına göre daha çocuksu bir yapısı olan Kenzö tüm öykü boyunca onu geceye hazırlamaya ve rahatlatmaya çalışır. Eğlence merkezinde hazırlanmış gösterileri seyretmek, bir şekilde gösteri olacakları saatlere alışma çabasıdır. Eğlence, umut ve zenginliğin simgesi olan neon ışıkları tüm şehri olduğu gibi pagodayı da aydınlatmaktadır. Saflığın, umudun ve güzelliğin simgesi olan pagoda öykünün sonunda karanlığa gömülür. Geleneklerine bağlı bir yazar olan Mishima “Üç Milyon Yen” öyküsünde para yüzünden değerlerini kaybeden Japon toplumunu eleştirir. Fakirler fahişeye dönüşürken, zenginler de sapkın hale gelir. Şans için satın aldıkları kraker Kiyoko ve Kenzö’ya mutsuzluktan başka bir şey getirmez. Öykünün başından sonuna kadar yapacakları işten huzursuzluk duyan Kiyoko, öykünün sonunda kocası Kenzö’dan daha güçlü görünür. Parayı parçalayamayan Kenzö, para yerine krakerleri parçalamaya çalışır. Ama kir bir kere üstüne bulaşmıştır.


Candan Selman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

“Palyaço Söyledi Ben Yazdım”

  Pek çok kültürde eğlence figürü olarak kabul edilen palyaçolar, maskelerinin altına sakladığı yüzlerinden olsa gerek, komik oldukları kada...